12 Eylül darbesi, 6-7 Eylül olayları, 11 Eylül saldırısı ile hüzün yaşanan, kana bulanan Eylül. Pek sevmem ben Eylül ve Ekim aylarını ancak ilkbaharı severim mevsim geçişlerinden. Sonbaharın Ankara’sı pek bir kasvetli oluyor yağmurlu karanlık tatsız tuzsuz. Sonbahara dair sevdiğim nerdeyse tek şey işte bu ;
Hardal sarısı ağaçlar ve dökülen sarı yaprakların üzerine bastığınızda ayağınızın altında çıtır çıtır ufalanması…
Bir sıcak bir soğuk olan Ankara’nın sonbaharı ne giyeceğimizi bilememize de neden oluyor. Bu mevsim geçişi genellikle hastalıkları da beraberinde getiriyor. Hasta olmamak zinde bir sonbahar geçirip kendinizi kışa hazırlamak istiyorsanız beslenmenize de dikkat etmelisiniz. Bir sonraki postumda kışın nasıl besleneceğimizden bahsedeceğimden burada bu konuyu kısa geçiyorum.
Benim Eylül’e dair en güzel yaşanmışlığım sevgili kocamla tam bir sene önce nişanımızın bu ayda olması ve havanın bizi hiç üzmemesidir.
25.09.2010 Nişanımız
Son söz olmazsa olmaz 'Sonbahar nasıl hissettirirse hissettirsin Diyetiniz Mutlu olsun'
(Aslında bu posta başlarken böyle karamsar bir yazı yazmak yoktu aklımda. Bir sonraki post ta sizi eğlendirmek üzere geri döneceğim... Sevgiler)
Eylül Akşamı-Mehmet Günsür (Bitanecik kardeşim Mercan'a )
Eylül ve hüzün denince benim aklıma ilk Farid Farjad geliyor nedense...
YanıtlaSilOf gerçekten Farid Farjad dan daha hüzünlüsünü düşünemiyorum. Ne güzel bir post olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür ederim izleyicim olduğun için. Ben de izliyorum, her zaman beklerim
denizsaatcioglu.blogspot.com